El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi 5 Cilt Takım

Stok Kodu:
9786059573030
%50 indirimli
1.750,00TL
875,00TL
KARGO BEDAVA
9786059573030
473562
El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi 5 Cilt Takım
El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi 5 Cilt Takım
875.00
El İhtiyar Li-Ta'lil-Muhtar


Fıkıh İlmi, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfehazretlerinin tari­fiyle, kişinin, (amel ba­kımdan) lehinde ve aleyhin­de olan şeyleri bilmesinin adıdır. Bu yönüylefıkıh ha­yatıntamamını kuşatmak­tadır.Fıkhınbir bölümünü teşkil eden ibadetlerle ilgili hükümlerin en azından temel esaslarının öğrenilmesi, her Müslüman için farzdır. Bunun yanında Müs­lüman bir tacirin, İslâm'ın ticaretle ilgili koymuş olduğu temel prensipleri; evlen­mek isteyen bir Müslümanın, evlilikle ilgili temel hükümleri, mirası taksim et­mek isteyen aile fertlerinin mirasla ilgili hükümleri okuyarak ya da sorup öğren­mesi gerekir. Buna göre hiçbir Müslüma­nın belli bir düzeyde de olsa fıkıh ilmin­den müstağni kalması mümkün değildir.

İslâm'ın ilk dönemlerinden itibaren Müslümanlar, dini hükümleri ya bizzat iç­tihat ederek ya da sorup öğrenerek eldeetmişlerdir. İçtihat eden âlimlere müçtehit adı verilir, ilk dönem­den itibaren toplumun ço­ğunluğu, Kur'an'ın"Bilmi­yorsanız zikir (Kitap) ehline sorun"(Nahl 16/43; En­biya 21/7) emrine uyarak dini konularda müçtehitlere sorarak buna göre amel edegelmişlerdir. İslâm tarihinde is­tisnalar bir tarafa bırakılacak olur­sa, Müslümanların tamamının içtihatla mükellef olduğunu, bir müçtehidi taklit etmek suretiyle dini yaşamanın yasak olduğunu benimseyen olmamıştır. Buna binaen müçtehitler,Ebû Hanîfe gibi mez­hep imamlarıdöneminden itibaren ya doğrudan ya da öğrencileri vasıtasıyla en­gin anlayışları ile Kur'an ve Sünnetten çı­karttıkları hükümleriyazarak kitaphaline getirmişlerdir. İmam Şafiî'nin deyimiyle fıkıhta âdeta bütün âlimlerin üstadı olanEbû Hanîfe hazretleride kendi görüşlerini öğrencileri vasıtasıylakitaplaştırmışmüçtehitlerdendir. Onun en güzide öğrenci­lerinden biri olan İmam Muhammed bin Hasen eş-Şeybânî (v. 189/805), hocası Ebû Hanîfe ve ders arkadaşları olan Ebû Yûsuf'un kimi zaman da Ebû Hanîfe'nin seçkin talebelerinden İmam Züfer'in gö­rüşlerini bir araya getirerek sonraki dö­nemHanefi kitaplarınıntemel kaynağı olan eserlerini vücuda getirmiştir.


İmam Muhammed'in telif etmiş olduğukitaplardan"zâhirurrivâye" diye bilinen ve mezhepte en güvenilir görüşleri bir araya geti­ren; el-AsI (el-Mebsût), el-Câmi'u's-sağîr, el-Câmi'u'l-kebîr, ez-Ziyâdât, es-Siyerü'l-kebîr ve es-Siyerü's-sağîr adlı altıkitap, özellikle de hicri üçün­cü asırda ilim talebelerinin ezberlemesi ve temel görüşle ri hatırlatması amacıyla özetlen­miş, sonraki asırlarda ise yapılan bu özetler farklı üsluplarla şerh edilmiştir. Bu alanda yazılanmuhtasar kitaplardandör­dü üslubu ve mezhebin temel görüşlerini en sağlıklı bir şekilde yansıtmış olması bakımından mezhep âlimleri tarafından özellikle benimsenmiştir. Mutûn-i erbaa (dört metin) olarak bilinen bumuhtasar kitaplardanbirisi deAbdullah bin Mahmud el Mevsilitarafından kaleme alınanel-Muhtâr adlı kitaptır.Mevsıli bu kitabındamezhebinkurucu imamı olanEbû Hanîfe hazretleriningörüşleri­ni bir araya getirmiştir.Muhtarkaleme alındığı günden itibaren ilim camiasında haklı bir şöhrete kavuşmuş, üzerine pek çok şerh yazılmıştır. Buşerhlerdenbiri de bizzat metnin yazarı olanMevsılî'nin ken­di şerhidir.Mevsılî, El-İhtiyâradını verdiği buşerhindemetinde yer verdiği görüşle­rin gerekçelerini yazmış, Ebû Hanîfe'nin öğrencileri olan Ebû Yûsuf, imam Muham­med ve Züfer'in görüşlerini de ilave ede­rek mezhep içi tartışmalara gayet özlü bir şekilde değinmiştir.El-İhtiyâr, tıpkı metniel-Muhtârgibi islâm âleminde bü­yük bir şöhreti haiz olmuştur. Bu şöhrete binaenkitappek çok ilim ehli tarafından tahkik edilmiş ve yayınlanmıştır.

El ihtiyâr, ülkemizde de ilim ehli tarafından benim­senmiş,Hanefîmezhebindeyazılmış diğerkitaplarınedi­nemediği bir kabule mazhar ol­muştur.Kitabın,orijinal dilininArapçaolması ve üst düzey teknik bir dil kulla­nılarak kaleme alınmış olması,Arapçayıbilmeyen ya da bilse dahifıkıh ilmiyleözel olarak iştigal etmediği için anlamakta zorlanan kesimlerin bu hazineden mah­rum olması sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla, ilim ehlinden himmet sahibi bazı kimseler, bu eksikliği telafi etmek üzere gayret göstererekkitabıdilimize çevirmiş­tir. Ancak burada şunu ifade etmek gere­kir ki, özellikle defıkıhveusul-i fıkıhaait kavramları, diğer dillere aktarmanın zor­luğu bir yana, bu eserlerin, çoğu defa ancak fıkıhla iştigal eden kimselerin anlayıp kavrayabileceği bilgileri ihtiva etmesi se­bebiyletercümeedilmesi bir takım sıkın­tıları da beraberinde getirmiştir. Nitekim bu zorluğu dikkate alarak bazı ilim adam­ları temel kaynak sayılan bu türkitapların tercümeedilmesine pek sıcak bakmamış vetercümelerinyol açacağı bir takım za­rarlardan söz etmiştir. Kanaatimizce söz konusu ilim ehlinin bütünüyle haksız ol­duğu da söylenemez. Bununla birlikte en azından bazı temel eserlerintercümeedilmesi bir takım riskleri taşısa da faydası zararından daha fazladır. Elimizdekiter­cümede bu mülahazalarla ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmada,el-İhtiyâr gibi Hanefîfıkhında kaleme alınmış en güzide eserlerinden birinintercümeedildiği hiçbir şe­kilde hatırdan çıkartılmamış, imkân dâhilindetercümeninortaya çıkartacağı sıkıntıları aşma gayreti elden bırakılma­mıştır. Buna binaen, özellikle de yanlış anlaşılmaya müsait gerekli yerlerde ya da izaha ihtiyaç olduğu mülahaza edilen hükümlerde mutlaka dipnot şeklinde ila­ve bilgiler verilmiştir.Tercümede orijinalmetne azami ölçüde bağlı kalınmakla bir­likte, mananın daha net ve anlaşılır ifade­lerle anlatılması daha çok önemsenmiştir. Genel olarak normal bir okuyucunun an­layacağı bir anlatım tarzı tercih edilmiştir.Tercüme, bu özelliğiyle doğrudanTürkçe çeviriyemüracaat eden okuyucuya fayda sağlayacağı gibi, Arapça bilen veorijinal metinle çeviriyikarşılaştırarakokuyacakolanlara da fayda sağlayacaktır. Anlatım üslubunda tercih edilen bu metodun ya­nında, çeviriyi eserin diğerçevirilerindenayırt edecek aşağıdaki hususlara da yer verilmiştir:

1.Kitaptahükümlerin gerekçeleri olarak zikredilen hadis-i şeriflerin asli kaynaklardaki yeri gösterilmiştir. Teknik tabiriyle "tahrîç" denilen bu iş­lem yapılırken çalışmanın birtercümeolduğu dikkate alı­narak abartıya gidilmemiş, imkân dâhilinde ümmetin nezdinde büyük bir kabu­le mazhar olan en sahih kaynaklar zikredilmekle yetinilmiştir.El-İhtiyar'dageçen hadis-i şerifler genel itibarıyla diğerHanefî kitaplarındada yer aldığı için hadislerin kaynakları hususunda daha geniş bilgiye sahip olmak isteyen okuyu­culara Cemâlüddîn ez-Zeylaî'nin muhte­şem eseri "Nasbur'rrâye"ye müracaat etmeleri tavsiye edilir.

2.El-İhtiyâr'ınyayımlanmış orijinal metinlerindekimi zaman basımından kaynaklanan bir takım problemler gözlemlenmiştir. Örneğin; harf ya da kelime hatası, vaktiyle müstensihlerin dikkatsizliği sebebiyle kelime ve kelimelerin düşmüş olması ya da muhakkiklerden kaynaklanan kimi hatalar bunlardan bazıla­rıdır. Bu tür hatalarıntercümeyeolumsuz etkisinden korunmak içinkitabınyazma nüshaları da dâhil diğer nüshalarına ve Çîvîzâde'ninel-Muhtârüzerine yazmış olduğu şerhe müracaat edilmiştir. Ayrıca söz konusu hatalardan kimisinin telafisi içinHanefî mezhebindetelif edilmiş di­ğer kaynak eserlere bakılmış ve olası ha­taların önüne geçilmeye çalışılmıştır.

3. Kitaptaismi geçen bazı âlimlerle bunların eserleri hakkında imkân dâhilinde izahlar yapıl­mıştır.

Tercümederiayet edi­len yukarıdaki hususları arz ettikten sonra burada oku­yucu için önemli olduğunu düşündüğümüz bir noktaya işaret etmenin faydalı olacağını mülahaza ediyoruz.

Bilindiği gibifıkıh ilminintemel kay­nakları diğer İslâmî ilimlerde olduğu gibi Allah'ınkitabıKur'an-ı Kerîm ve Hz. Peygamber'in SAV söz, fiil ve takrirlerini ih­tiva eden hadis-i şerifleridir. İcmâ, kıyas ve diğer şer'î deliller meşruiyetini bu iki kaynaktan alır. Tabiatı itibarıylafıkıh,ken­di bünyesinde değişmez hükümleri barın­dırdığı gibi, zaman ve şartların değişmesi ile değişebilen hükümleri de barındır­maktadır. Nitekimfıkıh kitaplarınınözel­likle de bey', icâre vb. muamelatla alakalı bölümlerinde yer alan bazı hükümler, örf gibi değişebilen esaslara dayandırılmıştır. Gerek örf ve âdete dayanan hükümler ge­rekse, zaruret, umumu'l-belvâ, siyaset-i şer'iyye veya maslahata dayandırılan hü­kümler hükmün mesnedi olan örfün de­ğişmesi ya da zaruret ve umumu'l-belvâ halinin sona ermesi ile değişebilmektedir. Ayrıca bazı meseleler var ki, bunlar doğru­dan dini nitelikli olmayıp o günün tıp veya diğer bilimlerine dayanılarak ortaya ko­nulmuştur. Dolayısıyla, eserde bu günün bilimsel verilerine aykırı düşen bu hususlarla karşılaşıldığında bun­lar yadırganmamalı ve bunlar sebebiyle dönemin âlimle­ri suçlanmamalıdır. Haliylefıkıh kitaplarındayer alan hükümleri mesnetleri bakı­mından böyle bir ayrıma tabi tutmak, ancak bu ilimle ciddi bir şekilde uğraşan hatta ömrünü bu ilme adayan kimseler için müm­kün olabilmektedir. Ayrıca fıkıh ve usûl-ifıkıhgibi ilimler, sadece ilgilikitaplaramü­racaat ederek öğrenilebilecek ilimlerden olmayıp mutlaka bir üstadın ders halka­sında bulunmakla tahsil edilebilecek ilim­lerdendir. Bu nedenle herhangi birfıkıh kitabınınçevirisinebakarak ya dafıkıhtedrisatı yapılmamışsa, eserin Arapça ori­jinaline müracaat ederekfetvavermeye kalkışmak doğru olmaz.

Nitekim günü­müzde örneklerine çokça rastladığımız gibi,İslâmtarihinde de şaz sayılabilecek görüşleri dillendiren ve asırlardır kabul edilmiş temel görüşlere muhalefet eden kişilere bakıldığında bunların bir üstat­tan değil de daha çok hocasız bir okuma yaparak ilim tahsil ettiklerini görebiliriz. Bu hususa işaret eden büyük fakih Ebû İshâk eş-Şâtibî (v. 790/1388), ilmine ve fetvasına güvenilebilecek âlimlerin özel­liklerini sayarken mutlaka bir hoca ted­risatında ilim elde etmenin gerekliliğine vurgu yapmış, bu metodu takip etmeyen­lerin daima şaz görüşlere sahip oldukla­rını dile getirerek bu tür âlimlere örnek olarak da İbnHazm ez-Zâhirîyi (v. 456/1064) vermiştir.1


Sonuç olarak elimizdekikitabıyuka­rıda zikredilen hassasiyetlere riayet ede­rek okumanın gerekli olduğunu düşün­mekteyiz. Bu tür bir okumanın da gerek farz-ı ayn sayılan malumatları öğrenmek isteyenlere gerekse fıkıh ilmi tahsil et­mek isteyen okuyuculara fayda sağlaya­cağını ümit ediyoruz
El İhtiyar Li-Ta'lil-Muhtar


Fıkıh İlmi, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfehazretlerinin tari­fiyle, kişinin, (amel ba­kımdan) lehinde ve aleyhin­de olan şeyleri bilmesinin adıdır. Bu yönüylefıkıh ha­yatıntamamını kuşatmak­tadır.Fıkhınbir bölümünü teşkil eden ibadetlerle ilgili hükümlerin en azından temel esaslarının öğrenilmesi, her Müslüman için farzdır. Bunun yanında Müs­lüman bir tacirin, İslâm'ın ticaretle ilgili koymuş olduğu temel prensipleri; evlen­mek isteyen bir Müslümanın, evlilikle ilgili temel hükümleri, mirası taksim et­mek isteyen aile fertlerinin mirasla ilgili hükümleri okuyarak ya da sorup öğren­mesi gerekir. Buna göre hiçbir Müslüma­nın belli bir düzeyde de olsa fıkıh ilmin­den müstağni kalması mümkün değildir.

İslâm'ın ilk dönemlerinden itibaren Müslümanlar, dini hükümleri ya bizzat iç­tihat ederek ya da sorup öğrenerek eldeetmişlerdir. İçtihat eden âlimlere müçtehit adı verilir, ilk dönem­den itibaren toplumun ço­ğunluğu, Kur'an'ın"Bilmi­yorsanız zikir (Kitap) ehline sorun"(Nahl 16/43; En­biya 21/7) emrine uyarak dini konularda müçtehitlere sorarak buna göre amel edegelmişlerdir. İslâm tarihinde is­tisnalar bir tarafa bırakılacak olur­sa, Müslümanların tamamının içtihatla mükellef olduğunu, bir müçtehidi taklit etmek suretiyle dini yaşamanın yasak olduğunu benimseyen olmamıştır. Buna binaen müçtehitler,Ebû Hanîfe gibi mez­hep imamlarıdöneminden itibaren ya doğrudan ya da öğrencileri vasıtasıyla en­gin anlayışları ile Kur'an ve Sünnetten çı­karttıkları hükümleriyazarak kitaphaline getirmişlerdir. İmam Şafiî'nin deyimiyle fıkıhta âdeta bütün âlimlerin üstadı olanEbû Hanîfe hazretleride kendi görüşlerini öğrencileri vasıtasıylakitaplaştırmışmüçtehitlerdendir. Onun en güzide öğrenci­lerinden biri olan İmam Muhammed bin Hasen eş-Şeybânî (v. 189/805), hocası Ebû Hanîfe ve ders arkadaşları olan Ebû Yûsuf'un kimi zaman da Ebû Hanîfe'nin seçkin talebelerinden İmam Züfer'in gö­rüşlerini bir araya getirerek sonraki dö­nemHanefi kitaplarınıntemel kaynağı olan eserlerini vücuda getirmiştir.


İmam Muhammed'in telif etmiş olduğukitaplardan"zâhirurrivâye" diye bilinen ve mezhepte en güvenilir görüşleri bir araya geti­ren; el-AsI (el-Mebsût), el-Câmi'u's-sağîr, el-Câmi'u'l-kebîr, ez-Ziyâdât, es-Siyerü'l-kebîr ve es-Siyerü's-sağîr adlı altıkitap, özellikle de hicri üçün­cü asırda ilim talebelerinin ezberlemesi ve temel görüşle ri hatırlatması amacıyla özetlen­miş, sonraki asırlarda ise yapılan bu özetler farklı üsluplarla şerh edilmiştir. Bu alanda yazılanmuhtasar kitaplardandör­dü üslubu ve mezhebin temel görüşlerini en sağlıklı bir şekilde yansıtmış olması bakımından mezhep âlimleri tarafından özellikle benimsenmiştir. Mutûn-i erbaa (dört metin) olarak bilinen bumuhtasar kitaplardanbirisi deAbdullah bin Mahmud el Mevsilitarafından kaleme alınanel-Muhtâr adlı kitaptır.Mevsıli bu kitabındamezhebinkurucu imamı olanEbû Hanîfe hazretleriningörüşleri­ni bir araya getirmiştir.Muhtarkaleme alındığı günden itibaren ilim camiasında haklı bir şöhrete kavuşmuş, üzerine pek çok şerh yazılmıştır. Buşerhlerdenbiri de bizzat metnin yazarı olanMevsılî'nin ken­di şerhidir.Mevsılî, El-İhtiyâradını verdiği buşerhindemetinde yer verdiği görüşle­rin gerekçelerini yazmış, Ebû Hanîfe'nin öğrencileri olan Ebû Yûsuf, imam Muham­med ve Züfer'in görüşlerini de ilave ede­rek mezhep içi tartışmalara gayet özlü bir şekilde değinmiştir.El-İhtiyâr, tıpkı metniel-Muhtârgibi islâm âleminde bü­yük bir şöhreti haiz olmuştur. Bu şöhrete binaenkitappek çok ilim ehli tarafından tahkik edilmiş ve yayınlanmıştır.

El ihtiyâr, ülkemizde de ilim ehli tarafından benim­senmiş,Hanefîmezhebindeyazılmış diğerkitaplarınedi­nemediği bir kabule mazhar ol­muştur.Kitabın,orijinal dilininArapçaolması ve üst düzey teknik bir dil kulla­nılarak kaleme alınmış olması,Arapçayıbilmeyen ya da bilse dahifıkıh ilmiyleözel olarak iştigal etmediği için anlamakta zorlanan kesimlerin bu hazineden mah­rum olması sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla, ilim ehlinden himmet sahibi bazı kimseler, bu eksikliği telafi etmek üzere gayret göstererekkitabıdilimize çevirmiş­tir. Ancak burada şunu ifade etmek gere­kir ki, özellikle defıkıhveusul-i fıkıhaait kavramları, diğer dillere aktarmanın zor­luğu bir yana, bu eserlerin, çoğu defa ancak fıkıhla iştigal eden kimselerin anlayıp kavrayabileceği bilgileri ihtiva etmesi se­bebiyletercümeedilmesi bir takım sıkın­tıları da beraberinde getirmiştir. Nitekim bu zorluğu dikkate alarak bazı ilim adam­ları temel kaynak sayılan bu türkitapların tercümeedilmesine pek sıcak bakmamış vetercümelerinyol açacağı bir takım za­rarlardan söz etmiştir. Kanaatimizce söz konusu ilim ehlinin bütünüyle haksız ol­duğu da söylenemez. Bununla birlikte en azından bazı temel eserlerintercümeedilmesi bir takım riskleri taşısa da faydası zararından daha fazladır. Elimizdekiter­cümede bu mülahazalarla ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmada,el-İhtiyâr gibi Hanefîfıkhında kaleme alınmış en güzide eserlerinden birinintercümeedildiği hiçbir şe­kilde hatırdan çıkartılmamış, imkân dâhilindetercümeninortaya çıkartacağı sıkıntıları aşma gayreti elden bırakılma­mıştır. Buna binaen, özellikle de yanlış anlaşılmaya müsait gerekli yerlerde ya da izaha ihtiyaç olduğu mülahaza edilen hükümlerde mutlaka dipnot şeklinde ila­ve bilgiler verilmiştir.Tercümede orijinalmetne azami ölçüde bağlı kalınmakla bir­likte, mananın daha net ve anlaşılır ifade­lerle anlatılması daha çok önemsenmiştir. Genel olarak normal bir okuyucunun an­layacağı bir anlatım tarzı tercih edilmiştir.Tercüme, bu özelliğiyle doğrudanTürkçe çeviriyemüracaat eden okuyucuya fayda sağlayacağı gibi, Arapça bilen veorijinal metinle çeviriyikarşılaştırarakokuyacakolanlara da fayda sağlayacaktır. Anlatım üslubunda tercih edilen bu metodun ya­nında, çeviriyi eserin diğerçevirilerindenayırt edecek aşağıdaki hususlara da yer verilmiştir:

1.Kitaptahükümlerin gerekçeleri olarak zikredilen hadis-i şeriflerin asli kaynaklardaki yeri gösterilmiştir. Teknik tabiriyle "tahrîç" denilen bu iş­lem yapılırken çalışmanın birtercümeolduğu dikkate alı­narak abartıya gidilmemiş, imkân dâhilinde ümmetin nezdinde büyük bir kabu­le mazhar olan en sahih kaynaklar zikredilmekle yetinilmiştir.El-İhtiyar'dageçen hadis-i şerifler genel itibarıyla diğerHanefî kitaplarındada yer aldığı için hadislerin kaynakları hususunda daha geniş bilgiye sahip olmak isteyen okuyu­culara Cemâlüddîn ez-Zeylaî'nin muhte­şem eseri "Nasbur'rrâye"ye müracaat etmeleri tavsiye edilir.

2.El-İhtiyâr'ınyayımlanmış orijinal metinlerindekimi zaman basımından kaynaklanan bir takım problemler gözlemlenmiştir. Örneğin; harf ya da kelime hatası, vaktiyle müstensihlerin dikkatsizliği sebebiyle kelime ve kelimelerin düşmüş olması ya da muhakkiklerden kaynaklanan kimi hatalar bunlardan bazıla­rıdır. Bu tür hatalarıntercümeyeolumsuz etkisinden korunmak içinkitabınyazma nüshaları da dâhil diğer nüshalarına ve Çîvîzâde'ninel-Muhtârüzerine yazmış olduğu şerhe müracaat edilmiştir. Ayrıca söz konusu hatalardan kimisinin telafisi içinHanefî mezhebindetelif edilmiş di­ğer kaynak eserlere bakılmış ve olası ha­taların önüne geçilmeye çalışılmıştır.

3. Kitaptaismi geçen bazı âlimlerle bunların eserleri hakkında imkân dâhilinde izahlar yapıl­mıştır.

Tercümederiayet edi­len yukarıdaki hususları arz ettikten sonra burada oku­yucu için önemli olduğunu düşündüğümüz bir noktaya işaret etmenin faydalı olacağını mülahaza ediyoruz.

Bilindiği gibifıkıh ilminintemel kay­nakları diğer İslâmî ilimlerde olduğu gibi Allah'ınkitabıKur'an-ı Kerîm ve Hz. Peygamber'in SAV söz, fiil ve takrirlerini ih­tiva eden hadis-i şerifleridir. İcmâ, kıyas ve diğer şer'î deliller meşruiyetini bu iki kaynaktan alır. Tabiatı itibarıylafıkıh,ken­di bünyesinde değişmez hükümleri barın­dırdığı gibi, zaman ve şartların değişmesi ile değişebilen hükümleri de barındır­maktadır. Nitekimfıkıh kitaplarınınözel­likle de bey', icâre vb. muamelatla alakalı bölümlerinde yer alan bazı hükümler, örf gibi değişebilen esaslara dayandırılmıştır. Gerek örf ve âdete dayanan hükümler ge­rekse, zaruret, umumu'l-belvâ, siyaset-i şer'iyye veya maslahata dayandırılan hü­kümler hükmün mesnedi olan örfün de­ğişmesi ya da zaruret ve umumu'l-belvâ halinin sona ermesi ile değişebilmektedir. Ayrıca bazı meseleler var ki, bunlar doğru­dan dini nitelikli olmayıp o günün tıp veya diğer bilimlerine dayanılarak ortaya ko­nulmuştur. Dolayısıyla, eserde bu günün bilimsel verilerine aykırı düşen bu hususlarla karşılaşıldığında bun­lar yadırganmamalı ve bunlar sebebiyle dönemin âlimle­ri suçlanmamalıdır. Haliylefıkıh kitaplarındayer alan hükümleri mesnetleri bakı­mından böyle bir ayrıma tabi tutmak, ancak bu ilimle ciddi bir şekilde uğraşan hatta ömrünü bu ilme adayan kimseler için müm­kün olabilmektedir. Ayrıca fıkıh ve usûl-ifıkıhgibi ilimler, sadece ilgilikitaplaramü­racaat ederek öğrenilebilecek ilimlerden olmayıp mutlaka bir üstadın ders halka­sında bulunmakla tahsil edilebilecek ilim­lerdendir. Bu nedenle herhangi birfıkıh kitabınınçevirisinebakarak ya dafıkıhtedrisatı yapılmamışsa, eserin Arapça ori­jinaline müracaat ederekfetvavermeye kalkışmak doğru olmaz.

Nitekim günü­müzde örneklerine çokça rastladığımız gibi,İslâmtarihinde de şaz sayılabilecek görüşleri dillendiren ve asırlardır kabul edilmiş temel görüşlere muhalefet eden kişilere bakıldığında bunların bir üstat­tan değil de daha çok hocasız bir okuma yaparak ilim tahsil ettiklerini görebiliriz. Bu hususa işaret eden büyük fakih Ebû İshâk eş-Şâtibî (v. 790/1388), ilmine ve fetvasına güvenilebilecek âlimlerin özel­liklerini sayarken mutlaka bir hoca ted­risatında ilim elde etmenin gerekliliğine vurgu yapmış, bu metodu takip etmeyen­lerin daima şaz görüşlere sahip oldukla­rını dile getirerek bu tür âlimlere örnek olarak da İbnHazm ez-Zâhirîyi (v. 456/1064) vermiştir.1


Sonuç olarak elimizdekikitabıyuka­rıda zikredilen hassasiyetlere riayet ede­rek okumanın gerekli olduğunu düşün­mekteyiz. Bu tür bir okumanın da gerek farz-ı ayn sayılan malumatları öğrenmek isteyenlere gerekse fıkıh ilmi tahsil et­mek isteyen okuyuculara fayda sağlaya­cağını ümit ediyoruz
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 455,00    910,00   
3 309,17    927,50   
6 157,50    945,00   
9 106,94    962,50   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 875,00    875,00   
2 -    -   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat